Meles Ekolojik Koridoru

Kentler hızlı bir değişim sürecinden geçerken, kamusal alanların niteliği çok daha önem kazanmaktadır.  Hızla ve kontrolsüz saçaklanan kentler birer tüketim mekanizmasına dönüşmüştür. Bu durum ekolojik yaşamı tehdit etmekte ve kır-kent ilişkinin zayıflamasına sebep olmaktadır. Yanlış kentleşme politikalarının yarattığı bu olumsuzlukları gidermede kent içi koridorları yeniden ele almak gerekmektedir.

İzmir Yeşil Altyapı Stratejisi’nin öncelikli eylem planı olarak kentte büyük bir öneme sahip olan Meles Çayı bir ekolojik koridor olarak yeniden değerlendirilmektedir.

Tarihsel süreçte İzmir kentinin çeperinde kalan ve güneyden bir erişim güzergahı olarak izlediğimiz Meles çayı, hızlı kentleşme süreçleri ve buna bağlı olarak kentin güney yönünde saçaklanması ile kent içi bir altyapı sorununa dönüşmüş ve ciddi müdahaleler sonucunda bozulmaya maruz kalmıştır. Meles çayı günümüzde çok büyük oranda geçirimsiz bir açık kanal boyunca ilerleyen ve altından Büyük Kanal Projesi hattının da geçtiği bir deşarj deresine dönüşmüş durumdadır. Özetle Meles çayı ve Yeşildere Vadisi ekolojik anlamda kentleşmenin olumsuz etkilerine maruz kalmış ve bu bağlamda doğal birçok özelliği ya yitirmiş ya da yitirmek üzeredir.

Bu dönüşümün farklı pilot alanlardaki projelerle hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Meles koridoru her ne kadar yoğun kentleşen doku tarafından işgal edilip kesintilere uğrasa da, topoğrafik olarak bir vadi ve ona eşlik eden bir su yolu sürekliliğine sahiptir. Botanik EXPO 2026, önemli bir su havzası olan bu alanın korunması ve geliştirilmesi açısından değerlidir.  

Meles Çayı’nın bir doğa mirası olduğunu hatırlayarak, Meles’in kendi hafızasından yararlanarak, doğal sürecini gerçekleştirmesine olanak sağlayacak vizyon gerçekleştirilmeli ve yeniden kentin omurgası haline getirilmelidir.