Yaşayan Körfez İzmir

İzmir’in yarım asırdır devam eden en büyük sorunu, körfezinin kirli olması. Oysa ki İzmir şehrinin burada kurulmasının asıl nedeni körfezi. Körfez kirlendikçe İzmirli körfezden uzaklaşmış, körfez de İzmirliden. İzmir, 8500 yıllık tarihi boyunca insan uygarlıklarına yön vermiş, Asya ve Anadolu’nun dünyaya açılan kapısı olmuş ve bunu körfeziyle birlikte başarmış bir şehir. Ancak günümüzde İzmirli içinde yüzemez, kıyısında güneşlenemez, kuşlarını tanıyamaz ve kokusunu duyamaz durumda.

İzmir Planlama Ajansı bünyesinde kurulan Mavi Altyapı Ofisi, Döngüsel Kültür’ün ‘’Doğamızla Uyum’’ ve ‘’Değişimle Uyum’’ misyonlarını kendine iki önemli kolon olarak kabul etmiş ve tüm çalışmalarını bu kolonlara dayandırmaktadır. Ofis, İzmir Körfezi ve Gediz Deltası başta olmak üzere tüm su kaynaklarının korunması ve doğayla uyumlu bir şekilde yönetilmesi için çalışmaktadır.

Doğayla uyumlu bir kent hedefiyle ortaya konulan İzmir Yaşayan Körfez Seferberliği/Stratejisi, İzmir’in yarım asırlık sorununu çözmeyi hedefleyen bütüncül planlama ve uygulama aşamalarını içermektedir. Seferberlik/strateji 50 yıldır Körfeze akan kirliliğin altyapı ve uygulama projeleriyle karadan, kıyıdan ve denizden kuşatma altına alınması ve daimi olarak ortadan kaldırılması esasına dayanmaktadır. Karada, Arıtma tesisleriyle kıyıda ve denizde yürütülen, birbirini tamamlayan ve destekleyen 10 Yaşayan Körfez projesiyle ile İzmir Körfezi’nin kirliliğinin üstünü örtmek değil, tümüyle ortadan kaldırmak hedeflenmektedir.

3 aşamalı Yaşayan Körfez Seferberliğinin birinci aşaması ‘’karada’’ yürütülen projeler. Kentin yağmur suyu ayrıştırma altyapısının tamamlanmasıyla yağmur suları kanalizasyona karışmadan ve kirlenmeden doğrudan Körfeze akacak. Böylece atıksu arıtma tesislerimizin üzerindeki arıtma kapasitesi baskısı da ortadan kalkmış olacak. Karada gerçekleştirilecek diğer önemli uygulama ise derelerin restorasyonu. İzmir Körfezi’ne ulaşan derelerin restorasyonuyla hem İzmir kenti yeniden dereleriyle buluşacak hem de restorasyonu yapılmış dereler körfeze akan suları filtreleyecek.

Seferberliğin ikinci ayağı körfez kıyısındaki atıksu arıtma tesislerimizde gerçekleştirilen revizyon ve kapasite geliştirme uygulamaları. Kentin bugünü değil yarını düşünülerek planlanan kapasite geliştirme ve revizyon projeleriyle önümüzdeki 50 yıl boyunca yeterli gelecek atıksu arıtma kurulu gücüne kavuşulacak. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi ve Narlıdere Güney-Batı Atıksu Arıtma Tesisi’nde gerçekleştirilen revizyon ve kapasite artışları körfeze ve kente rahat bir nefes aldıracak. Karabağlar’da kurulacak olan yeni tesisle hem diğer tesislerin üzerindeki yük azaltılacak hem de bu tesisten çıkan arıtılmış atık suyun Meles Çayı’na verilmesiyle Meles’e tatlı su kaynağı yaratılarak kent içinde bir ekolojik koridor oluşturulacak. Bu proje, odağı Meles Çayı olan Expo 2026’nın da tamamlayıcısı durumunda. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ne entegre kurulacak geri kazanım ünitesiyle atık sudan elde edilen yüksek kalitedeki geri kazanım suları tarımsal ve kentsel sulama ihtiyacının karşılanmasında kullanılacak. Tesisteki çamur çürütme ve kurutma tesisinin yenilenmesi ve kapasite artışıyla birlikte kurutulan çamur, çimento ve benzeri sektörlerin yakıt girdisi haline gelecek ve ekonomiye kazandırılacak.

Seferberliğin üçüncü ve son ayağı Körfezin kendisinde gerçekleştirilecek projeleri içeriyor. Karadan ve kıyıdan kuşatılan ve bertaraf edilen kirlilik sorunu, denizde yürütülen projelerle tamamen ortadan kaldırıldığı gibi ekosistemin onarımı da sağlanıyor. Halihazırda Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nden çıkan arıtılmış atık sular bir kanal vasıtasıyla iç körfeze deşarj ediliyor. Derivasyon Kanalı Projemizle arıtılmış tatlı suları doğal dere formundaki derivasyon kanalıyla önce Eski Gediz yatağına ve buradan da orta körfeze taşıyoruz. Böylece mevcut deşarj noktasını 4 km batıya taşıyarak iç körfezdeki sığlaşma kaynaklı koku sorununu ortadan kaldırıyor ve tuzluluk baskısı altındaki Güney Gediz’i tatlı suyla buluşturarak rehabilite ediyoruz. Denizde yürütülen diğer proje ise Çilazmak Dalyanı Restorasyonu Projesi. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin denize deşarj noktasında yürütülen deniz dibi tarama uygulamasıyla elde edilen killi, organik çamur formunu büyük ölçüde kaybetmiş Çilazmak Dalyanı’nın kıyı tahkimatında ve restorasyonunda kullanılacak. Proje Körfezin ve Gediz Deltası’nın biyolojik çeşitliliğini destekleyeceği gibi, körfezdeki deniz mahsülleri ve balık stoklarını da artırarak kent ekonomisine katkı sağlayacak.

Yaşayan Körfez Seferberliği/Stratejisi 50 yıllık bir planlamayla İzmir’in ana sorunlarından birine kalıcı çözüm üretiyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in sağlıklı ve yüzülebilir Körfez hedefini öncelik alan Mavi Altyapı Ofisi, gelecek nesillere sağlıklı, yaşanır ve kalkınmış bir kent bırakmak için çalışmalarını sürdürüyor. Ofis, tüm bu çalışmalarını bilim ve akademiyle, kamu kurum ve kuruluşlarla, sivil toplum örgütleriyle ve şehrin diğer pek çok paydaşıyla işbirliği halinde yürütüyor.

Yaşayan Körfez Seferberliği İzmir Körfezi’ndeki geçmişten günümüze taşınmış kirliliği 3 aşamada kuşatıyor ve kalıcı bir çözüm üretiyor. Karada, arıtmada ve denizde gerçekleştirilen ve birbirini tamamlayan 10 uygulama projesiyle 50 yıldır süren kirlilik ve koku sorununu ortadan kaldırıyor, İzmir Körfezi’ni sağlığına kavuşturuyor ve yüzülebilir körfez hedefine ulaştırıyor.

KARADA

1. Yağmur Suyu Ayrıştırma Hatları

İzmir’in atıksu altyapısı büyük ölçüde birleşik sistem denilen yağmur sularıyla atık suların  aynı kanalizasyon hattında toplanıp atıksu arıtma tesislerine gitmesi esasına dayanıyor. Birleşik sistem sebebiyle hem yağmur suları kirleniyor hem de atıksu arıtma tesislerinin yükü kapasitesi ölçüsünde zorlanıyor. Kentin yağmur suyu ayrıştırma altyapısının tamamlanmasıyla yağmur suları kanalizasyona karışmadan ve kirlenmeden doğrudan Körfeze akacak. Şu ana kadar 220 kilometre yağmur suyu ayrıştırma hattı tamamlandı, önümüzdeki yıl içerisinde de 270 kilometrelik yağmur suyu ayrıştırma hattı yapılması planlanıyor.

2. Dere Restorasyonları ve Ekolojik Koridorlar (Meles, Balatçık, Bostanlı, Bornova)

Doğayla uyumlu şehirler yaratmak mümkün. Şehirleri altyapılarından, üst yapılarına, kent yoğun alanlarından kır yoğun alanlarına, büyük ve korunmuş ekosistemlerinden, doğanın şifrelerini barındıran ancak doğal formunu kaybetmiş kılcallarına kadar birlikte düşünmek, planlamak ve inşaa etmek bu sürecin anahtarı. İzmir Körfezi kendisini besleyen 30’dan fazla dere ve bu derelerin ekolojik üniteleriyle aslında bir bütün.

Yamanlar Dağı’ndan, Nif Dağı’ndan, Kızıldağlar’dan Körfeze dökülen bu dereler kent ve sanayi yoğun alanların ortasından geçiyor. Pek çoğu geçmiş dönemde ıslah projeleriyle betonlaştırılmış bu dereler günümüzde bazen hiç akmıyor bazen de yoğun yağışlar sebebiyle yüksek debilerle körfeze ulaşıyor. Beton zeminlerle ve duvarlarla ekolojik karakterini yitirmiş, toprakla bağı kesilmiş dereler çevrelerini besleyemiyor, içindeki bitki yetişmiyor, kıyısında kuş ötmüyor. Hiçbir bitkinin yetişmediği beton dere yatakları kent ve sanayi yoğun alanlarda oldukça kirlenen bu suyu olduğu gibi Körfeze boşaltıyor.

Körfeze boşalan bu derelerin restorasyonu hem körfezin kirlilik kaynaklarını ortadan kaldırmak hem şehir içinde ekolojik koridorlar ve yutak alanlar oluşturmak hem de İzmirlilere yeni yeşil alanlar kazandırmak için kritik önem taşıyor.

KIYIDA (ARITMA TESİSLERİNDE)

3 ve 4. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi Revizyon Çalışmaları

2000 yılında devreye alınan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi mevcutta paralel yapılanmış 3 faz ile toplamda 600.000 M3/gün kapasite ile işletilmektedir. İzmir nüfusundaki artış ile birlikte tesisin kapasitesinin artırılması ve mevcut fazların revizyonu ihtiyacı doğmuştur. Bu çerçevede tesisin mevcut 3 fazının revizyon ve yenileme çalışmaları yürütülmektedir. Çalışmaların tamamlanmasıyla tesisin arıtma verimliliği yüksek standartlara kavuşacaktır.

4. Kapasite Artışı
Bu fazın yapımıyla birlikte mevcut 600.000 M3/gün kapasiteye 200.000 M3/gün daha eklenecek ve tesisin toplam işletme kapasitesi 800.000 M3/gün kapasiteye ulaşacaktır. 4. Fazın işleme alınmasıyla artacak kapasiteyle birlikte tesiste yürütülecek bakım onarım çalışmaları da herhangi bir aksama olmadan gerçekleştirilebilecektir.

5. Narlıdere Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’nin İyileştirilmesi

Şehir merkezinden çıkan atık suyun yaklaşık %30’unu arıtan Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi Narlıdere ve çevresinden gelen atıksuları arıtıp derin deşarj ile Körfeze veriyor. Uzun yıllardır şehre hizmet veren tesis için revizyon ve kapasite artışı süreci başlatıldı. 400 milyon Türk Lirası bütçe ayrılan revizyon ve kapasite artışı çalışmalarıyla atıksu altyapısına güç katacak. Şu an Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ne giden Narlıdere Altıevler ve Huzur Mahelleleri de kapasite artışı sonrası Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’ne bağlanacak. Bu kapsamda Narlıdere’nin tamamında hali hazırda hizmet veren atık su hattı yenilenecek ve yaklaşık 9 kilometre daha yeni hat imalatı yapılacak. Bu çalışma ise 105 milyon lira maliyetle gerçekleştirilecek.

6. Karabağlar Atıksu Arıtma Tesisi

Gaziemir ve Buca ilçelerinin tamamına, Karabağlar ilçesinin ise yarısına hizmet vermek üzere kurulması planlanan Karabağlar Atıksu Arıtma Tesisi kentin atıksu arıtma kapasiteni artırmakla birlikte Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’ne giden yükün de %15 azalmasını sağlayacak. Karabağlar’daki İzsu yerleşkesine kurulacak tesis, son teknoloji bir atıksu arıtma tesisi olarak birçok modern şehirde olduğu gibi yerlatına kurulacak ve hizmet verecek. Körfezin temizliğine de önemli katkı verecek olan bu tesis iç bölgelerde zaman zaman kokuya neden olan yavaş kanalizasyon akışını da hızlandıracak. Bu tesiste arıtılacak atık suların Meles Çayı’na verilmesiyle Meles’e tatlı su kaynağı yaratılarak derenin restorasyonu yapılacak hem de kent merkezinde bir ekolojik koridor oluşturulmuş olacak. 2026 yılında tamamlanacak olan 850 milyon liralık bu proje, aynı zamanda Expo 2026 çalışmalarının da bir tamamlayıcısı konumunda.

7. Çamur Çürütme, Kurutma ve Geri Kazanım Tesisi Projesi

Atıksu arıtma tesisi prosesinin iki önemli çıktısı arıtma çamuru ve sudur. Arıtmadan çıkan çamur çeşitli yöntemlerle işlenerek tarım ve sanayi gibi sektörlerde hammadde olarak kullanılabilmektedir. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi içinde kurulacak kurutma tesisiyle birlikte arıtmadan çıkan çamur işlenerek yeterli kuruluk seviyesine getirilecek ve kaynağa dönüştürülecek. Enerjisi, çıkan çamurun kendisinden elde edilen biyogazla sağlanan kurutma tesisi günlük olarak çamuru işleyecek ve işlenen çamur çimento sektöründe yakıt hammaddesi olarak değerlendirilecek. Yüksek kalorifik değeriyle cazip bir yakıt hammaddesi olan arıtma çamurun atıktan hammaddeye dönüşümü önemli bir ekonomik kazancı da birlikte getirecek.

8. Atık Suyun Geri Kazanımı Ünitesi Projesi

Yapılan araştırmalar ve projeksiyonlara göre iklim değişikliği, üretim ve tüketim örüntülerindeki sorunlar ve artan nüfusa bağlı çevresel etkilerin hızla ilerleyeceği, bu etkilerin ülkemizde ciddi seviyelerde kuraklık ve su kıtlığı oluşturacağı;  bu nedenle  mevcut su kaynaklarının korunması, doğa esaslı ve etkin yönetimi için acil tedbirler alınması gerekeceği öngörülmektedir. Öncelik mevcut su kaynakların korunması olmakla birlikte çeşitli alanlarda kullanılan suyun yeniden kazanımı ve alternatif su kaynaklarının yaratılması konusunda çalışmalara hızla başlanması gerekmektedir.

Atıksu arıtma tesisleri evsel tüketimde kullanılan suyun yeniden kazanımı konusunda güçlü potansiyel barındırmaktadır. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi, 4. fazın da aktif edilmesiyle birlikte günde 800.000 M3/gün atıksu işleme kapasitesine erişecektir. Atık Suyun Geri Kazanımı Projesi’yle birlikte, atıksu arıtma tesisi standartlarında arıtılan su, işleme alınacak Geri Kazanım Ünitesi’nde işlenerek tarımda, sanayide ve kent içindeki park ve bahçelerde kullanılabilecek kaliteye yükseltilecek. Geri kazanılmış su, açılacak kanallar vasıtasıyla hem Menemen Ovası’na hem de kent içine transfer edilecek. Kent içine aktarılan su sanayide su talebini karşılarken park ve bahçelerde sulama suyu olarak kullanılacak. Menemen Ovası’na aktarılacak su ise doğayla uyumlu tarımsal ürün planlamasıyla uyumlu olarak tarımsal sulamada kullanılacak olmakla birlikte suyun bir kısmı da Gediz Deltası’na aktarılarak kuruma riskiyle karşı karşıya olan sazlıkların ve yüksek tuzluluk sebebiyle ekolojisi tahrip olmuş Homa Dalyanı’nın restorasyonunda kullanılacak.

DENİZDE

9. Derivasyon Kanalı Projesi

Gediz Deltası’nın Güneyi, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’yle yeniden yaşam doluyor. Tesiste yürütülen revizyon çalışmaları ve 4. Fazın hayata geçirilmesiyle tesisten çıkan arıtılmış su, ekolojik restorasyon yapılabilecek kaliteye kavuşuyor ve yeniden yaşamın kaynağına dönüşüyor.

19. Yüzyılın ortalarında Gediz Nehri’nin Çiğli’den Körfeze dökülen yatağı kaydırılarak Foça tarafına alındı. Tatlı su girişinin kesilmesiyle Güney Gediz diye anılan ve nehrin eski yatağının bulunduğu bölgenin ekosisteminde büyük ve olumsuz dönüşümler yaşandı ve alan tuzluluk baskısı altında kaldı.

Güney Gediz’e komşu olan Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nde revizyon çalışmaları ve 4. Faz çalışmaları devam ediyor. Daha önce mevcut deşarj hattıyla iç körfeze boşaltılan suyun kalitesi çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte ekolojik restorasyonda kullanılabilecek seviyeye gelecek. Derivasyon Kanalı projesi ile Çiğli AAT ile Gediz Nehri’nin eski yatağı arasında menderesler çizen, doğal formda bir nehir yatağı açılacak ve arıtılmış su bu kanal aracılığıyla Gediz Nehri’nin eski yatağına ulaştırılacak. Yer yer taşkın alanları da oluşturulacak derivasyon kanalıyla tuzluluk baskısı altında kalan bölgeye yeniden tatlı su girişi sağlanmış olacak. Tatlı su girişi tuzluluk baskısını kıracak ve bölge yeniden ekolojik dengesine kavuşmuş olacak. Proje Güney Gediz’de yaşamı çoğaltacak ve alanın biyolojik çeşitliliğinde önemli olumlu etkileri olacak. Oluşturulan taşkın alanlarında ise mandacılık faaliyeti yürütülecek ve desteklenecek.

10. Çilazmak Dalyanı Restorasyonu

Gediz Nehri’nin binlerce yılda taşıdığı alüvyonlar ile zenginleşen ancak bir yandan da sığlaşan İzmir Körfezi’nin kuzey kıyıları, Körfez içindeki su sirkülasyonunun kısıtlı kalması sebebiyle birikmelere sebep oluyor. Sığlaşma ve birikmenin yoğun olduğu Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin deşarj ağzının da yer aldığı bölgede deniz dibi tarama faaliyetleri yürütülüyor. Çıkan sediman daha önce T.C Çevre ve Şehircilik ve İklim Bakanlığı’nın belirlediği Foça açıklarındaki bir alana boşaltılıyordu. Şimdi ise kaynağa dönüşüyor ve Çilazmak Dalyanı Restorasyonunda kullanılıyor.

Hayata geçirilecek proje ile hem sığlaşma ve birikme önlenecek ve su sirkülasyonu güçlendirilecek hem de on yıllar içinde yok olmaya yüz tutan Çilazmak Dalyanı restore edilerek yeniden canlandırılacak. Sığ bölgelerden taranan sediman pompalar yardımıyla transfer edilerek Çilazmak Dalyanı’nın kıyı tahkimatında kullanılacak. Herhangi bir ağır metal vb. kirlilik kaynağı içermeyen sediman, dalyan kıyı kordonunda biyolojik çeşitlilik açısından önemli bir alana dönüşecek.

Çilazmak Dalyanı’nın İzmir Körfezi’ne yeniden kazandırılmasıyla birlikte Körfezdeki biyolojik çeşitlilik desteklenerek, özellikle balıklar için yeni bir üreme ve beslenme alanı kazandırılmış olacak. Deniz canlılarındaki artışlar ve sağlıklı bir lagün yapısıyla ise su ve kıyı kuşları için bir yaşam alanı yaratılmış olacak. Bu proje vesilesiyle İzmir Körfezi’nde yok olmaya yüz tutan ancak korunması gereken ve geleneksel kıyı balıkçılığının önemli kültürlerinden biri olan dalyancılık da güçlendirilecek ve bölge ekonomisine kazandırılacak.